
Öncelikli olarak bu otobüsle tanışmamızın hikayesini bullet pointlerle gözler önüne sermek istiyorum ki *foçarock tatili resmi sitesine girilir *bu sitede ilan veren rock kardeşlerimizden biri random olarak seçilir * kendisi ile iletişime geçilip otobüsünde yer almak istenildiği belirtilir * konuşulan saat ve yerde otobüs beklenirken inceden dua edilir iişalla ekilmeyiz diye. Bence güzel özetledim.
Neyse efendim bahsi geçen Çarşamba akşamı(bu geöen değil ama daha da önceki:)) saat 23.00’da başladık the marmara’nın önünde beklemeye kutlu otobüsümüz gelsin diye. Bizle birlikte sırtlarında çantaları ellerinde matlarıyla bekleyen kalabalıkla birlikte bir komün görüntüsü oluştursak da aslında biz hiç onlardan biri olamadık. Nasıl mı: 1)en az bir piercingleri bulunan bütün rock kardeşlerimizin yanında benim masum hızmamın esamesi okunmuyordu bile. 2)siyah giymek sanırım mecburiymiş biz de bilmeden kendi çapımızda üzerimizde siyah birtakım giyecekler taşıyorduk gömlek olsun, eşofman olsun lakin bizim siyah daha mı açık renkti, yoksa pek mi temiz yüzlüydük onlardan olmadığımız yine baya belli oluyordu. 3) groupie psikolojisinden yoksunduk zira sadece iki kişiydik ve geri kalan bütün otobüs sanki birbirini tanıyordu, naobaer baba, aman abi, hard metal yihuuu nidaları arasında biz sanki annesini kaybetmiş küçük çocuklar gibiydik:)


Gecenin ilerleyen aslına bakarsanız (sabaha doğru yüz tutan) saatlerinde sızan bünyelerin etkisiyle otobüs nispeten sessizleşti. Biz(özellikle ben) zaten o ortamda baştan beri uyumayı başarabilen-sızmak değil dikkatinizi çekerim zira içmedik- insanlar olarak türlü yumuşmuş şekillerde kotluklara sğmaya çalışırken zaman zaman açılan uykumuz esnasında kulaklarımıza fütursuzca dolan çaprazımızda oturan genç ama yaşlı kızın aralıksız kikirdemesi bir sinir harabiyetine neden oldu evet. Ama daha sonra bu kız da uyuyup onun erkek arkadaşı zil zurna sarhoş ve ayakta bir halde, ağzı eğilerek kelimeleri yuvarlamayı geçtim bir bulut halinde ağzından çıkararak “viiiee doann’t niiiid no ecukeaaaaoooyşınn” naraları ve kendince ritme uygun olarak sallandırdığı kol ve bacaklarıyla uykumuzun arasında da olsa bizi kahkaya boğmadı değil.
Daha neler var anlatacak lakin artık bitiriyorum ki şu yazı insani boyutlarda kalabilsin:)