Hakkımda

Fotoğrafım
"when I was a young girl, I used to seek pleasure"

20 Aralık 2009 Pazar

pazapazar


Klasik bir elim ayagım tutmuyor modundaydım bütün gün yine, hayır akşamdan kalma da değilim neyin nesi ola ki bu durum. Kayseri pazarı isimli bir dükkanın önünde yazan "yorgunluğa ve halsizliğe çözüm" yazısı bir umut olsa da birkaş dakikalığına içimde, içerdeki adamın çözüm olarak pekmez öne sürmesi aynı moduma geri döndürdü yeniden beni.  Hafta boyunca Pazar günü için yapılan türlü türlü plan ancak bukadar yalan olabilirdi sanırım ve Pazartesi sendromuna bukadar çabuk bırakabilirdi insan kendini.


Neise ki şebnem ferah’ın yeni albümü çıkmış. İnsanların nicklerinde, iletilerinde facebuk status’larında birden bire türeyen istiklal caddesi kadar sözcükleri artık bir anlam kazandı benim açımdan:) albüm hemen edinildi, zaten edilmeden önce de türlü video sitelerinden replay yapmak suretiyle bütün şarkıları 5er kereden falan dinlenilmişti bir gün içerisinde, ama işte bu istiklal caddesi kadar heralde bir 25 falan oldu. İstiklal caddesi kadar şarkısının istiklal caddesi kadar diye çığırılan bölümünü sevmeyişim bu hareketimle ters düşsede, sözkonusu söz dışındaki her bir satırına ezgisine hayran oldum. 9 ocak’ta da hemen dream home’un yakıncağızında da konseri varmış ki kendisinin nasıl güzel oldu belli değil şebnem ferahı bir türlü canlı dinleyemeyip üzülüp duran kızcağız için ki kendisi ben oluyorum. Linki de burda : http://www.biletix.com/event.htm?id=LKJA1

aynı heyecan olmasa da çok benzer bir heyecanla dün de vega konserine gitmek için yollara düşmüş idik. 23.30 civarı taksime gelip amann geç kalmayalım diye bir gazla koşar adım meydandan odakuleye kadar yürüyüp o da yetmedi yeni yetme gençlerle bir kuyruğa girip kapıdaki moron adamın bileti olmayan sıraya girmesin incisinin ardından “bilet kalmadı mı?” masumane sorusuna yine hödükçe yok bilet sorusuyla elimiz ressmen böğrümüzde kalıverdik öylece. Halbuki ne de güzel olucaktı bu sabahların bir anlamı olmalı diye serzenişlerde bulunurken.. bronx’taydı efendim konser çok önceleri birkaç kez gitmişliğim vardı ve açıkçası allahın unuttuğu bir yerdi kendisi, ama kafepi buraya da el atınca küçükbeyoğlunda görmeye alışmakla kalmayıp soğuduğum hevesli aynı zamanda tikky alterno gençlik buraya da bayaaa bir akın etmiş kuyruktan gördüğüm kadarıyla, halbuki biz bir arkadasa bakıp çıkacaktık:P


öölesine kanalize olmuştuk ki dün akşam o konsere gitmeye gidemeyince ne yapsak bilemedik life rooftaki tikky 90’lar partisinden, herhangi bir türkü bara, kemancıdaki ogün sanlisoy konserinden balanstaki woo hoo grubuna kadar geniş bir seçenek yelpazesini değerlendirip hepsine bir bahane bulduktan sonra 00.10 seansına sinemaya gitmeye karar verip nispeten sakin bir akşam geçirdik. Avatar filmi hakkındaki entelektüel yorumlarım sevgilimin yorumlarından çakma olacağından o kısmı es geçiyorum, üç boyutlu gözlük benim başımı ağrıtıyor diyorum. Ama ne biliim filmdeki o kutsal ruhun (Eyra) etrafta dolaşan tüy gibi beyaz parçaları (ki Neytiri’nin deyimiyle “very pure spirits”) ışıl ışıl gözünün önünde uçuyor gibi olurken bayaa da güzel oluyor o ayrı:)


Hiç yorum yok: