Hakkımda

Fotoğrafım
"when I was a young girl, I used to seek pleasure"

8 Şubat 2009 Pazar

hep yiyelim hep yiyelim: bir künefe peşinde yolculuk günlüğü 1:)


Evet döndüm..

Anlatıcak da ne çok şey biriktirdim!:)

Pazar gecesi ist’ten bindiğimiz otobüsle başlayan bu dillere destan yolculukla ilgili anıların çoğunun yenen yemekler, ya da o yemeklerin peşinde yollarda geçirdiğimiz zamanla ilgili olması bir tesadüf müdür? Hayır deildir. Ve evet kabalaşmak istemiorum ama hayvanlar gibi yemişizdir yemek yemeden ve yemek peşinde geçirdiğimiz zamanlardan arta kalan anlarda ise biraz gezmiş görülmesi gereken yerlerin bir kısmını görmüşüzdür(bkz: mozaik müzesi, church with a baby, adını hatırlamadığım bikaç cami:)..:) durumun ciddiyetini şööle bi örnekle gözler önüne seriyim: yemek yeme manyaklığımız otobüsün saat sabah 5 civarı verdiği molada cananın babasının yanımıza kattığı fıstıklı dolamaları (asıl adı dolama mıdır bilmiorum ben zihnimden bu ismi uygun gördüm o tatlıya:)) ile başladı. Sabah 5 diyorum, ve içi fıstık dolu şerbetli bildiğimiz bir tatlı diyorum.. bööle olmayacak en itisi gün gün özetliyim ve hatta her bi günü de ayrı bir kayıt halinde yapıyım...

Gün 1:

Sabah adana’ya varış.. 14 saat yolda başta bi kıpırkıpırlık o gün öngördüğüm gibi tıpkı:) ama sonraa 14 saat boyu devam edemiyo tabi o enerji.. bi süre sonra o otobüs koltuklarında ufflaya pufflaya rahat pozisyonu bulup uyumaya veriyo insan kendini:)

Ayy galiba kısa özetler gecicem sadece:)

Sabah kahvaltısı diclelerde. Annesinin inanılmaz kahvaltı sofrasındaki patatesli, ıspanaklı ve peynirli sıkmalara burdan bir selam etmezsem ayıp olur:)

Kendimizi sokağa tarlaya bağa bahçeye atmaca... küçük soğan filizleri ekili olduğunu düşündüğümüz bir kocaa tarlada ayakkabılarımıza varlığı yadsınamaz çamurdan topuklar eklemece, tarlalarda bata çıka sekerekten arkadan arkadan sanatsal fotolar çekmece..

İlerleyen saatlerde seyhan boylarında turlar, bilmem ne türbesine çıkmaca, inmece ve muhtelif manzaralı yerlerde çay salep ve benzeri ürünler içmece.

Akşam ise efsane: kolcuoğlu isimli bir kebapçıda 2 ya da 2.5 metre uzunluğunda olduğunu düşündüğümüz adana kebap ve üzerindeki küçük süprizleri(tavuk kanatlar, közlenmiş biberler, küçük dürümler gibi:)) mideye indirmece. Ama sadece bu diil bir koca masa dolusu tahminen 15(ve hatta daha fazla) çeşit falan mezeyi de yanında yemece.. böölesine bir ikram ne gördüm ne duydum. Taptım taptım.. kolcuoğlu direk özel listemize eklendi:) sonrasında da değişik tatlı ve meyvelerden oluşan bir sonla taçlandırma bu doğa üstü yemeğe.. ilginç bir tatlı: hurma, ceviz, bal ve muz karısımı.. bu da listeye eklensin:) hiih bi de pastırmalı humus mezesiyle tanışmam var ki yine o sofrada sanırım hayatımda yeni bir kapı açmıştır kendisi:)

bunca yemek içmekten yorgun düşmüş bedenler, terasta yapmayı planladığımız sıcak şarap keyfini başka bir akşama erteleyip deliksiz bir uykuya kendini bırakmıştır geceleyin:) ama o sıcak şarap hiç içilememiştir zira şu ilk günkü yoğun yeme içme konsepti tüm günler devam etmiştir eve gelindiğinde hep tatlı bir yorgunluk hali yaşanmış, gözler ne sıcak şarap ne de sıcakşarap bahane konseptini görmüş direk yatağa odaklanmıştır:)

1 yorum:

farawaysoclose dedi ki...

bu resim akşam akşam insanın aklını başından alıyor!!!