Hakkımda

Fotoğrafım
"when I was a young girl, I used to seek pleasure"

13 Mart 2009 Cuma

haftanın öne çıkanları-1- (nacizane hayatımdan:))

İnsan kendi yaşama alanından (benimki yurt odası efendim:)) Cuma günü çıkıp, taaa diğer haftanın Perşembe günü geri dönünce yazacağı çok şey birikiyor ama bu sefer de haftanın yorgunluğundan hepsini yazacak gücü bulamıyor, böyle tatsız bir durumu anlatmakla başlıyor yazısına...

Haftasonu notlarım da yarım kaldı evet, ama kendi bilgisayarımın başında rahat rahat yazmanın tadı ayrı diye saklamak istedim ama nerdeyse diğer haftasonu geldi, neyin notu yani artık:) o sebeple biz bütün haftamızdan küçük küçük notlar verelim efendim kimsenin hatrı kalmasın:)

Öncelikle bu gece rüyamda görüp, eyvah doğum gününü unuttum diye garip bir korku ve telaşla uyandığım ama doğumgünü taaa nisanda olduğunu kendikendime hatırlatıp bu korkuma şaşırmama konu olan canım arkadaşım burdan sana kocamann bir selam çakıyorum, sen inanmadın ama takip ediyor olman vallahi duygulandırdı len beni:) hatta şu son cümleye noktayı değil ama gülücüğü koyduğum vakit kendisi msn’den pırtlayıp hadi blog yaz die serzenişte bulundu ki; böylesine kalp kalbe karşı durum görmedim ben. artık canımı yiyebilir kendisi zannımca öyle bir sevgi doldum:) ancak yeter artık, çok da şımarmayalım:P

Kapattım artık, atladım başka bir nota: Cumartesi akşamı babylon’da Shantel konserine teşrif ettik efendim ama bu teşrif etme kelimesi yanlış anlamalara yol açmasın. Parasını bastırıp gittik ve bu para kısmını vurgulamamın sebebi de o bastırılan paranın sonrasında içimizi yakması. Shantel iyidir hoştur, eglencelidir ayrıca pek de tatlı adamdır, yerler onu.. evet bunlar cepte ama shantel’in müziği meger ilk 1- 1,5 saat eglenceli gelip sonrasında beyin yorucu bir tekrarlar silsilesi haline geliyormuş. Yani belki çalan şarkılar hep aynı değildi ama benim beynim hepsini aynı algılamaya başladı bir yerden sonra. Ve ben hiç bir konserde böyle olmamışımdır ama kollarımı bağlayıp hadi gidelim diye yalvardım yanımdaki insanlara. Neyse ki bu halime onlar da alışık olmadığı için çıkıp Baraka isimli bir mekana, bir arkadaşımın söylemine göre “s.çmayan müzik”in kalbine gittik:) Bu tamlama da literatüre girsin istiyorum, hayır bulucusu ben değilim ama çok pis sahip çıkarım. Efendim bilinir belli bir saatten sonra müzikler bir bayar, ya iyice club tarzına ya da anlamsız şeylere döner. Ama bu baraka isimli ferah, salaş mekanda dönmüyor, dilediğin kadar zıplaya zıplaya dans edebiliyorsun. Ama Cumartesi gecesi bizi ilk gittiğimiz vakit ufak bir hayal kırıklığına uğratmadı değil zira böyle ağır müzikler eşliğinde herkes oturur halde,, s.çmayan müziğin temasına hiç uymayan bir hava vardı ortamda. Ama biz dj’in yanına gidip gelip adamın playlistini resmen ilmek ilmek hazırlayaraktan herkesin gecesine renk kattık zannımca:) gece 4 suları kalan kadro bir taksiye doluşaraktan arkadaşlarımın beşiktaştaki evine yola çıktık. Sonrası “happily ever after”:P


Yeni bir teorem değil ama hipotezim var, ismi “ıssız adam effect”. Artık yemek yapan erkek pirim yapıyor efendim:) hem de öyle böyle değil baya ilgi çekiyor yani yemek yapabiliyor olmak bir erkek için. Nacizane tavsiyemdir, eğer bir kıza yazış aşamasında tatlı tatlı konuşmalardaysan eyy erkek insan, yemek yapmayı çok seviyorum gibi bir cümlenin ardından hatta sana da bir gün bıdı bıdılı bıtbıt yapıyım de sonra etkilerini bekle ve gör:) işte o etkiler yüzde ben diyim 80, sen de 85-90 olumlu olacaktır ve işte bu ıssız adam effect’in ta kendisidir. İnan bu hipoteze, sev onu mutluluğa giden baya sağlam bir anahtardır. Issız adam öncesi yok muydu peki bu durum evet tabiki vardı, çok eskiden okuduğum kitaplardan bile hatırlarım kadın kocasının eve gelip salata yaparken ona yardım etmesini hatta malzemeleri beraber doğramayı falan hayal eder. Yalnız güzel bir sahne bukadar hödükçe anlatılamaz sanırım şu an farkedip son verdim hemen örneğime ama bence sen anladın benim varmak istediğim noktayı:)

Yazmıyorum yazmıyorum sonra bir yazıyorum ordan oraya atlayaraktan sonsuza uzaması beni bile sıkıyor demiyim ama seni düşünüyorum sevgili okuyan; seni sıkacak diye benim içim içimi yiyor:) susuyorum.

2 yorum:

Emre dedi ki...

sanırım shantel'in 1.5 saatten sonra bayma durumu tamamen gidilen mekan ve mevsimle alakalı.

ben shantel'i geçen yaz çeşme'de alaçatı babylon'da seyrettim. 3 saat az bile geldi, inanılmazdı ve çok eğlendik.

şimdi tabi kış, mekan küçük ve kapalı, üzerinizde bi yorgunluk bi okul ve hayat yükü fln. olmaz hakkaten.

fıtfıt:) dedi ki...

şimdi bu yorumun içimi acıttı yalnız:( shantel daha yeni çıktığından beri isterdim ben gitmek bir türlü denk gelmemişti falan, işte geldi sonunda ama sonuç böyle:(
kısmet diyelim.. bir de yazın deneriz artık:)