Hakkımda

Fotoğrafım
"when I was a young girl, I used to seek pleasure"

19 Mart 2009 Perşembe

mezun olma eşiğindeki gencin ruhsal sıkıntıları


Mart mı gelmiş? Yoksa ortasına bile gelmiş, hatta onu geçmiş sonuna bile yaklaşmış mı? Bugün 19’u mu yoksa? Yoksa mezun olmaya 3 ay gibi bir zaman mı kaldı? Yoksa hayatın büyük bir bölümünün cidden artık sonlanıp bilmediğin başka bir fazına geçmenin eşiğinde miyim? Yoksa bu durum beni bir de içinden çıkılmaz bir sıkıntıya mı sokuyor? Hatta sadece beni değil çevremde mezuniyetin eşiğinde olan herkesi de.. öylesine devasa bir sıkıntı yani bu karşısına çıkanı hop yutuyor, vallahi ben bunu bildim bunu gördüm herkesin yüzünde.. kimi görsen yüzü düşük, bir dokun bin ah işit sözünün derin anlamına idrak ediyorsun e naber diye sorduğunda.

Çok acaip bir şeymiş mezun oluyor olmak, cümlenin kuruluşu bile garip. Tekrarlı bir de kulağı da tırmalıyor geçtim insanın içini bunaltmasını. Biliyorum cümleler beynimde büyüyor, uzuyor, laçkalaşıyor içinden çıkılmaz hale geliyor ve bunu sadece beynimde de yapmayıp al işte klavyeye de dökülüyor. Konuştukça (benim durumumda yazdıkça oluyor şu an için) açılır mıymış insan? Büyük yalan, al işte daha da kapandım. Belirsizlik her durumda rahatsız etmiştir beni ve bu önümdeki hayatımın en büyük belirsizliği mi yoksa(bu soruya ah dedim ne de küçük bir hayatın var aslında da kendini bir şey zannediyorsun, tam bunu derken de aslında bir şey de zannetmeyip küçük bir b.k olduğumu düşündüğüm zamanlar da geçmiyor değil beynimden ama konuyla ilgisiz değil mi).

Bir şeylerin bitmesi hep can sıkıcı insan hayatında. Evet evren kutlu bir yer: biten yokolan “şeyin” yeri başka “şeyler” tarafından bir şekilde dolduruluyor, yayılmacı ve hevesli bir tarzı oluyor diğer “şeylerin” herzaman hoop diye olmasa da bir şekilde dolduruveriyor giden şeyin yerini. Evet bu durum cepte tamam, Ama şimdi gelgelelim 17 senedir hayatın yüzde(%) şu an hesaplamak istemediğim maşallahlık bir oranını kaplıyor eğitim öğretim dediğimiz kutlu hadise. Onun gidişi bayaa büyük bir boşluk olacağa benzer o sebeple, ve yerini doldurur diye umut ettiğimiz iş yaşamının nezaman gelip şenliklerle karşılanacağı da belirsiz.. işte o belirsizlik belirli duruma gelene kadar o boşluk; ağır depresyon, uyku, mutsuz hissiyat, hayata öfke, düzene kendine ona buna şuna öfke ile dolar mı acaba diye düşünerekten de kendikendimi bunaltma işlemime başarıyla devam ediyorum. Şu an aslında cv düzenleme, cover letter yazma şirket araştırma gibi aktivitelere devam ediyor olmam gerekir, ama ben başlamadım bile; buyur burdan yak.

Kendi kendimin içindeki bezmiş isteksiz küçük insana sesleniyorum, daha dün sabah cıvıl cıvıl uyandın, bir dokunup bin ah işittiğin arkadaşlarına geçecek bunlar diye moral verdin, şimdi böylesi bunalmak oldu mu yavrucum?

not:çok acaip bir başlığım var, nokta atışı adeta!

Hiç yorum yok: