Dünyanın en güzel defterini aldım buarada, çocuklar gibi de sevinip herkese gösterdim:) fotoğraf makinamda pil olsa resmini çekip buraya bile koyucam öylesine bir güzellik zira ama biryandan da öylesine bir gaz bendeki farkındayım:) küçük şeylerle yakalanan mutluluk diyelim, pek bir polyannayım:P derken aklına küçük başka bir şeyden duyduğum mutluluk geldi. Her morning elegance vs my morning heaviness yazımda bahsettiğim kafamın 350 kilo olması durumu tam yansıtılmasa da bir şarkıya konu olmuş meğer de benim haberim yokmuş:) Amy Mcdonald isimli hatun insan meğer söylermiş böyle bir şarkı : And you wake up in the morning and your head feels twice the size diyerekten. Bu şarkıyı duyardım ama kulak vermezdim sanırım önceden, sonra bir arkadaşımın playlistindeki tek hareketli ve mutlu tınılara sahip şarkı olması dolayısıyla ilgimi çekti kulak verdim, anammm güzelmiş ya dedim:) ve sonrasında klasik 8392893828389 kez playlistimde dönmeye başladı. Alın size yeni bir küçük mutluluk:P
Ozaman bir de mutsuzluk örneği yazalım tam olsun. Beşiktaştan kalkan kadköy vapurlarının yeri değişmiş! Mutsuzluk bunun neresinde mi? Benim bu durumdan bihaber olup eski yerine bile geç kalabileceğim bir saatte evden çıkmış olmamda. 5.45 vapuruna yetişmek için 5.30da evden çıktım evet çok normal gözüken bir saat değil mi beşiktaştaki bir evden çıkmak için lakin hesaba katılması gereken parametre şudur ki ben hızlı yürüyemiyorum. Sanırım genlerimde yok:) 5.30da çıkmış olup vapura yetişebilmeye baş koyarak kendi çapımda koşmak benim için baya büyük bir azimdi. Bir yandan tükürür gibi yağan yağmur ve suratıma suratıma eserek beni yüz felci olma korkumla tekrar yüzyüze getiren iğrenç rüzgarı saymıyorum bile, bence bütün tabiat karşımdaydı:P Dilim dışarda bir şekilde bence kadıköy iskelesi olması gereken yere vardığımdaki ilginç tenha durum görevlinin kadköy iskelesi taşındı sözleriyle acı bir şekilde açıklığa kavuştu. İşte bu resmenn koca bir mutsuzluk!(evet umut sarıkaya’dan çordum ama durumuma uyuyo napalım:) sonra ordan da diğer iskeleye koştum, havaya, yağmura rüzgara, beşiktaş belediyesine, önüme çıkan insanlara ama bir de en çok kendime sövüp durdum yol boyunca. Ama azimle ilgili o güzel lafı hatırlıyoruz şimdi: ben o duvarı deldim o vapura yetiştim:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder